24 Kasım 2011 Perşembe

Rüya

Aslında gördüğü rüyaları hatırlamayanlar grubundayım. Ender olarak hatırlayabiliyorum gördüğüm rüyaları. Ama küçükken gördüğüm, beni korku krizlerine sokan iki rüyam var ki bu ikisini hayatım boyunca tüm ayrıntıları ile hatırlayacağım sanırım.   

 Bunlardan ilkini 5 yaşlarında gördüm. Rüyamda; evin yakınlarında bir taş köprü var orada arkadaşlarımla oynuyoruz.
Köprünün başında bir tane fötr şapkalı siyah takım elbiseli bir adam beliriyor. Bana birisinin baktığını hissedip ürperiyorum. Adamı farkediyorum. Adam bize doğru yaklaşıyor ama arkadaşlarım sanki onu hiç farketmiyorlarmış gibi oyuna devam ediyorlar. Adam iyice yaklaşıyor, dibime kadar geliyor. Bana bakarak elini yüzüne doğru götürüyor ve birden yüzünü sanki bir maskeymişçesine sıyırıyor. yüzünün (maskenin) altı boşluk, ne göz ne burun ne ağız ne kulak var. Surata benzemeyen, düz bir surat. kalbim sıkışıyor, korkudan soluğum kesiliyor. Hemen benim gördüğümü onlar da gördü mü diye arkadaşlarıma dönüyorum . Arkadaşlarım bana dönüp hep birlikte ellerini yüzlerine götürüp kendi yüzlerini aynı adamın yaptığı gibi çıkartıyorlar.

"korkma, hepimiz aynıyız. Sen de yapsana" diyorlar. 

Yüzümü sıyırmak için elimi korkuyla yüzüme götürüyorum.. O kadar korkuyorum ki, ağlayarak uyanıyorum.

İkinci korkunç rüyamı 11 yaşlarındayken gördüm. Rüyamda nedense 40 yaş civarındayım. Bilmediğim bir sokakta hava hafif kararmaya başlamış, ben korkuyla bilmediğim bir şeylerden kaçıyorum. O sırada karşıma kaçtığım kişiler olduğunu sandığım iki kişi çıkıyor. Bir tanesi belinden tabancasını çekip bana ateş ediyor. Sanki gelen kurşunu engelleyebilecekmiş gibi kolumu ileri uzatıyorum. Kurşun karnıma (biraz sağa doğru) giriyor. Sanki kızgın demirle iç organlarım dağlanıyormuşçasına bir yanma hissediyorum. Arkamda bir dükkanın kocaman vitrini var. Kurşunun çarpma şiddeti ile o vitrine doğru gerisin geri uçuyorum. Camdan içeri girip sırt üstü yere yığılıyorum. Kurşunun girdiği yerdeki yanma hissi hızla azalıyor, kurşun deliğinin olduğu yerden vücuduma garip bir uyuşma yayılıyor. Soluğum gittikçe düzensizleşiyor, hırıltılı hırıltılı nefes alabiliyorum. Etraf puslanıyor, kalp atışlarımı duyabiliyorum... ve ölüyorum(uyanıyorum)... 

Haftalarca etkisinde kalıyorum bu rüyanın. İşin ilginç yanı ben 14 yaşındayken arkadaşlarımla Alsancak'ta Bonjour Pastanesi'nin olduğu yerden geçerken o sokağı, bilmediğim sokağı görüyorum, ağaçlar, üzerine düştüğüm vitrin ile tastamam o sokak. tüylerim diken diken oluyor korkudan ve nefesim kesiliyor.
Paylaş/Kaydet/Takip et Paylaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...