26 Kasım 2011 Cumartesi

Nazilerin barına Che Guevara tişörtüyle girmek

Bogota' da ilk günlerim, Venezuela'dan aldığım Che Guevara tişörtümü giyip vurdum kendimi sokaklara, kenti keşfediyorum. Kentin merkezi ve de turistik semtlerinden biri olan La Candelaria'da bir pasaj var ki içerisi tamamen rock bar dolu. Tanrım burası cennet dedim ve sırası ile bütün barları dolaştım. Zira her tür için ayrı bar var. Birisine giriyorsunuz sırf heavy, birisine giriyorsunuz death. Anlayacağınız her eve lazım bir pasaj. Kolombiya'da da aynı Türkiye'deki gibi kapalı mekanlarda sigara içme yasağı başladığı ve pasajdaki barlarda teras benzeri açık alanlar olmadığı için ikide bir dışarı çıkıp sigara içiyorum. 

Neyse efendim yine dışarıda sigaramı tüttürürken ayaklarında postal bir grup dazlak geçti önümden, kollarında ss bantları, tişört üstü pantalon askısı.. aynı filmlerdeki gibi bildiğin Naziler. Gözlerime inanamadım, "ne oluyoruz fazla mı içtim acaba" diye düşünürken köşeden bir grup daha dazlak çıktı ve diğerlerinin gittiği yöne doğru yürümeye başladılar. Ben de salağım ve meraklı bir türküm ya, Nazilerin ne işi var acaba Kolombiya' da diye bir merak aldı beni. Başladım bunların gittiği yöne doğru yürümeye.
  Hemen arka sokakta önünde kırmızı spot olan ve ardından yüksek volümlü müzik sesi gelen bir kapıdan içeri girdiklerini gördüm. Bu kez "içeride ne var acaba?" diye meraklandım. 

Kapıyı açıp içeri girdiğimde ikinci bir kapıya açılan boş ve loş bir holde buldum kendimi. Holü geçip ikinci kapıyı açtığımda aynı western filmlerindeki gibi bir
sahne yaşandı - hani yabancı biri kasabanın barına girer ve içerideki bütün ses birden kesilir, herkes yabancıya bakar ya- ;  duvarları Hitler, swastika, alman ordusu resimleri ile kaplanmış uzunlamasına bir alanda karşılıklı dizilmiş 10 masa ve bu 10 masaya oturmuş yaklaşık 30-40 Nazi! 

Naziler ben içeriye girince  birden kapıya dönüp, doğulu olduğu her halinden belli, izledikleri filmlerdeki intihar bombacıları gibi sakallı, tişörtünde kocaman bir Che Guevara bulunan yabancıya, yani bana odaklandı. Tanrım! Benim için o an sanki zaman durmuştu. Aklıma birden üzerimdeki tişört, sakalım, saçım geldi, ürperdim. Faşistlerin psikolojisi ve davranışları hakkında Türkiye'den deneyimli olduğum için o heyecan/korku/şaşkınlık içerisinde o an kapıdan geri dönüp çıkmanın alabileceğim en kötü karar, hatta son karar olacağını düşünebildim.

Sanki herkes benim ilk hareketimi beklercesine tetikteydi. Yaptığım ahmaklığın geri dönüşünün olmadığının bilincinde olarak masalar arasından salonun sonunda duvarında, pençelerinde swastika tutan kartal - nazi partisi simgesi diye biliyorum, 3. reich bayrağı da olabilir, konunun cahiliyim biraz- olan kocaman bir bayrak ile beni selamlayan bara doğru kendinden emin adımlarla yürümeye başladım. Adımlar kendinden emin, ama aslında bitik durumdayım. Sanki çok lazımmış gibi "bu naziler şimdi beni öldürürse acaba cesedim türkiye' ye ulaşır mı?" diye düşünüyorum. Naziler ben bara doğru yürürken ne yapacaklarını şaşırdılar, aval aval birbirlerine baktılarlar, bir kişi çıkıp bana hamle yapsa o an herkes kalkacak. Ama nedense kimse hamle yapmadı, sanırım deli sandılar beni, bilemiyorum. 

Ben sanki her şey normalmiş, olağandışı bir durum yokmuş gibi gidip bar taburesine oturup;

- Bir bira lütfen

dedim. Barmenlik yapan dazlak sırıtarak;

- Yolunu kaybettin galiba" 

dedi. O an nasıl kafam çalıştıysa;

- Yok, bilerek geldim, pasajdaki barlarda sigara içilmiyor, sigara içecek yer arıyordum , burayı gördüm

dedim. Barmen övünürcesine;
- Burada sigara içebilirsin, buraya polis giremez, ama benden sana tavsiye bu birayı içtikten sonra buradan git, burası için uygun değilsin

dedi. İçimden "salak herif bir şey yapmayacağınızı bilsem birayı içmeden gideceğim üste de bahşiş bırakacağım" diye geçirdim. Adamların beni salak/meraklı turist kontenjanına dahil edip dokunmayacaklarını anlayınca içim acayip rahatlamıştı. Gerçi daha sonra içimin rahatlaması ve önceden aldığım alkolün de etkisi ile barmenle yaptığım küçük sohbet yüzünden bir kaç kere oradaki güvenliğimi riske soksam da günü kurtarmıştım. Hızlı hızlı biramı içip bir daha dönmemek üzere mekanı terkettim.


(Not: Bu yazıyı aslında daha önce ekşi sözlüğe entry olarak yazmıştım ama ekşi sözlük hesabımı sildiğim için burada dursun dedim.)

Paylaş/Kaydet/Takip et Paylaş

2 yorum:

  1. Biraz korkutucuydu ama güzeldi :) Bu olaydan bir süre sonra Nazilerle değil ama Nazi-Punklar ile kavga ettim. Kafamda onun hatırası dikişleri taşıyorum :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...