Kendimce bir liste yaptım ama baştan uyarayım "Sen bize cool dedin bunlar maço çıktı" "Hani cool'du bak şu karakter bildiğin ezik" gibi yorumlar istemiyorum. Herkesin cool'u kendine, bunlar benimkiler. Yunan tanrıları gibi 12 karakterden oluşan listem şu şekilde;
1- Ryunosuke Tsuke ; Listemizin ilk sırasını elbette Dai Bosatsu toge filminde Tatsuya Nakadai'nin canlandırdığı bu sıradışı samuray almalıydı.Daha sonra film hakkında ayrıntılı bir yazı yazar linkini de buraya koyarım. Bu arada bloğumun fon resmi de bu filmden.
2- Jef Costello; Japon işi samuraydan sonra listemizin ikinci sırasında fransız bir samuray var. Bloğumuzun girişindeki "Il n’y a pas de plus profonde solitude que celle du samouraï si ce n’est celle d’un tigre dans la jungle … peut-être" cümlesi de bu filmden. Jean-Pierre Melville'in 1967 yılında çektiği Le Samouraï filminde Alain Delon'un canlandırdığı her eve lazım katilimiz Jef Costello kuşkusuz
sinema tarihinin en çarpıcı karakterlerinden biridir. Zaten filmin daha başlangıcında Jef'e vurulursunuz.
sinema tarihinin en çarpıcı karakterlerinden biridir. Zaten filmin daha başlangıcında Jef'e vurulursunuz.
3- Sanjuro; Akira Kurosawa'nın 1960'ların başında ardarda çektiği Yojimbo ve Sanjuro isimli filmlerde karşımıza Sanjuro Kuwabatake ve Sanjûrô Tsubaki olarak çıkan Toshiro Mifune'nin canlandırdığı Sanjuro karakteri -aslında karakterimizin bir ismi yok ama spoiler vermemek için fazla açıklayamıyorum- rahatlığı ve kıvrak zekası ile rakiplerinin arasından sıyrılır. Bu tip ve hikaye o kadar etkiliydi ki Sergio Leone 1964 yılında A Fistful of Dollars filmini çekti. Daha modern bir uyarlamayı da hepiniz hatırlarsınız hani şu Bruce Willis'in iki mafya grubu arasında mekik doğuduğu film var ya Last Man Standing işte o da Yojimbo uyarlaması .
4- Sasaki Kojiro; Hiroshi Inagaki'nin 1954-56 yılları arasında çektiği ve Japonlar tarafından gelmiş geçmiş en büyük samuray olarak görülen, ünlü Beş Çember Kitabı'nın yazarı Miyamoto Musashi'nin yaşam öyküsünü anlattığı Musashi üçlemesinin 2. ve 3. filminde yer alan bir karakterdir. Sasaki Kojiro aynı Musashi gibi gerçekten yaşamış bir karakterdir ve 1612 yılında Musashi ile yaptığı düelloda can vermiştir. Filmde ilk ortaya çıktığı andan itibaren seyirciyi öyle büyüler ki filmin ana karakteri olan Musashi'yi gölgeler.

Ben bu filmi ilk defa 6 yaşlarındayken TRT'de seyretmiştim. İşte o zaman büyülendim, uzun yıllar amcalar, teyzeler "Söyle bakalım sen en çok hangi artisti seviyorsun" dediklerinde Jean-Paul Belmando diye cevapladım. Tanrım hele o helikopter sahnesi yok mu? Neyse spoiler vermeden kapatayım bu faslı.
6- Hanshiro Tsugumo; Tatsuya Nakadai bu karakterle ikinci defa listemize girmiş oluyor . Masaki Kobayashi üstadın 1962 yapımı muhteşem filmi Seppuku'da Tatsuya Nakadai'nin canlandırdığı bu karakter ve genel olarak film benim için çok önemli o yüzden bu film hakkında başka postlar girip ayrıntılı olarak anlatır linkleri de buraya koyarım.
7- Harmonica; Sergio Leone'nin Once Upon a Time in America (Bir zamanlar Amerika) ile sonlanan üçlemesinin ilk filmi olan 1968 yapımı C'era una Volta il West'te Charles Bronson'un canlandırdığı ağzından düşürmediği mızıkası ile hafızalarımıza kazınan intikam meleği. Ennio Morricone'in bu film için yaptığı müzikleri hatırlarsınız.
8- Ghost Dog; Yukarıda Melville'in Jef Costello'sunu listemizin 2. sırasına yerleştirmiştik. Sıradaki karakterimiz Jim Jarmusch'un çekerken Jean-Pierre Melville'e selam çaktığı her halinden belli olan Ghost Dog the Way of the Samurai filminden. Ghost Dog kendini Bushido'ya adamış güvercin sever şişman bir afro-amerikalı samuray. Leon'u anımsatan naiflikteki katilimiz Ghost Dog'un tek dostu sadece fransızca konuşabildiği için sözlerinden tek kelime anlamadığı Haitili bir dondurmacı.
9- Santa; Los Lunes al Sol filmini izleyip de bu karakterden etkilenmeyen yoktur herhalde, sanırım bu karakterden büyülenmek için sadece cırcır böceği ve karınca hikayesi bile yeter .
10- Porter; Payback fiminde Mel Gibson'un canlandırdığı Porter karakteri kadar güzel bir karakter yoktur herhalde. Ne Mad max serisi ne diğer filmleri bence Mel gibson'a en çok yakışan karakter Porter'dir.
11- Paul Kersey; Death wish serisi, hani şu karısı, kızı ve köpeği ile misler gibi mutlu yaşarken, gelenek görenekten uzaklaşmış kayıp gençlik tarafından karısına, kızına tecavüz edilen ve bunun üzerine yemini bozup kayıp gençliğe tekme, tokat, taramalı tüfek giren adamların hikayeleri var ya onların belki de en görkemli örneklerinden biridir.. Hani şu intikam filmleri dediğimiz saman altından muhafazakarlık pompalayan şeyler o kadar sevildi ki mesela sırf bu Death Wish serisi 1974 ile 1994 yıllarında 5 film olarak çekildi . Seri boyunca Paul Kersey hep kendine mutlu bir yaşam kurmaya çalışır ve tam mutluluğu yakalamışken kayıp gençlik gelip bunun mutluluğunu yerle bir eder, kah karısına tecavüz ederler kah kızını kaçırırlar. Anlayacağınız burnu beladan çıkmaz bizim Kersey'in. Kersey işinde gücünde bir insanken, yani biz tam "bundan bir cacık olmaz" derken birden yemini bozup tam zamanlı bir Rambo'ya dönüşür. Yemini bozma anları güzeldir bu filmin.
2 numara favorim, çok güzel bir liste olmuş
YanıtlaSilEvet gerçekten de Jeff Costello bir başka. Teşekkür ederim.
YanıtlaSil